HAVVA ULU
5 gün sürecek iş bırakma eylemi ile ilgili aile hekimleri "Hem yönetmeliği hem kanun teklifini geri çekin" çağrısında bulundu.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin geri çekilmesi için 5-7 Kasım 2024 tarihlerinde iş bırakan aile hekimleri ve aile hekimliğinde çalışan hekim, ebe ve hemşireler uyarılarını tekrarlamak üzere dün 5 günlük iş bırakma eylemi başlattı. Sağlık Bakanlığı’nın itiraz edilen yönetmeliği ısrarla uygulamaya koyduğunu belirten aile hekimliği çalışanları "Hasta ile bizi karşı karşıya bırakıyorsunuz. Tükenmişlik yüzünden gencecik insanlar canına kıyıyor. Hem yönetmeliği hem kanun teklifini geri çekin” dedi.
Aile hekimleri, Türk Tabipleri Birliği (TBB) ile sağlık alanında faaliyet gösteren sendika ve derneklerin oluşturduğu 14 örgütün iş bırakma kararı doğrultusunda 81 ili kapsayacak şekilde iş bırakma eylemi dün başladı.
Anamur Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen hekimler burada açıklama yaptı.
Basın açıklamasında bulunan Hekimler Birliği Sendikası Anamur Temsilcisi Dr. Murat Özçelik,
“Değerli basın mensupları, emniyet mensupları, halkımız ve hekim, ebe, hemşire arkadaşlarımız. Hepinize hoş geldiniz diyor saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 30.11.2024 tarihinde yayınlanan eziyet yönetmeliğinin üzerinden bir aydan fazla süre geçti, bu süre zarfında yaptığımız tüm uyarılarımıza ve Kasım ayında üç gün iş bırakmamıza rağmen bakanlıktan olumlu bir yanıt alınmamıştır. Bilakis bakanlık yetkilileri bu eziyet yönetmenliği için bir çok idareci bürokratlar aracılığı ile ikna turlarına çıkmıştır. Nitekim bu ikna turlarında da meslek onurumuzu ayaklar altına alan ve yapılabilir olmayan iş yüklerine olan karşı çıkışımız artmıştır. Bu artışı gören yetkililer yöntem değiştirerek bizleri cezalandırma, maaş kesme ve sözleşme iptali ile korkutma yöntemlerine başvurmuştur. Bakanlık çalışanları unutmuş olmalı ki bizler onurumuz için haklarımız için ve halkın sağlığı için mücadele ediyoruz. Bu haklı mücadeleden dolayı bizlere baskı, korku salmak beyhudedir. Bizler her şeyi göze alan onurlu sağlık çalışanlarıyız. Bizleri yok saymanız kabul edilemez. Bakanlığın bir üst yetkilisi 15 il temsilcisi ile yaptığı bir toplantıda hekim arkadaşlarımızın yoğun itiraz ve tepkileri ile karşılaşınca ‘’Doktor oldunuz diye kendinizi insanüstü varlık mı zannediyorsunuz’’ gibi onur kırıcı ve itibarsızlaştırıcı cümleler sarf etmiştir. Sayın yetkili işte biz bunu anlatmaya çalışıyoruz, bizler insan üstü varlıklar olmadığımızı ve yayınlanan yönetmelikte ancak insanüstü çabalar ve insanüstü varlık olanların yapabileceği iş yükünün olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Kullandığınız bu cümle, biz onurlu bir meslek icra eden sağlık çalışanlarına bakış açınız açıkça ortaya koymaktadır. Bizler de sizler gibi insan olduğumuzu ve insanlık onuruna yakışır şekilde çalışma şartlarının oluşturulmasını talep ediyoruz. İnsan onuruna yakışır şekilde yaşamak ve muamele görmek istiyoruz. Bizler insan olduğumuzu unutmadık ve insanca davranılmasını istiyoruz. Sayın bakan, size Kasım ayı içerisinde üç gün iş bırakarak yanlışınızdan dönme fırsatı verdik. Bu süre içerisinde bizlerin olmadığı bir dünyayı görmenizi istedik. Ama karşılık bulamadık. Bu defa size beş gün süre veriyoruz. Umarız bu beş gün süre içerisinde sağlık çalışanlarının olmadığı taktirde dünyanın ne hale gelebileceğini görmenizi isteriz. Yine taleplerimize kulak tıkar, gözlerinizi kaparsanız bu fragmanın devamı gelecektir. Umarım bu kısa fragmanlar ile filmin sonunu nerelere varabileceğini anlatabiliyoruzdur. filmin sonunun tatlıya bağlanması veya filmin sonunda kabus yaşanması sizlerin elinde. gelin inatlaşmayı bırakın ve bizleri yok saymaktan vazgeçin. Sayın bakanlık yetkilileri bizleri insanüstü yaratık görmekle itham ediyorsunuz. Sormak isteriz, pandemi boyunca ikinci ve üçüncü basamağın bir çok birimleri kapalı ve sadece Covidile mücadele ederken biz birinci basamak çalışanları can siperhane şekilde insan üstü emekler harcayarak bu halkımıza sağlık hizmeti verdik. Ve yine yüzyılın felaketi diye adlandırdığımız şubat depreminde deprem bölgesinde gelen yaralı ve hastaları Mersin’deki hastanelere alarak onların yaralarına merhem olmaya çalışılırken biz birinci basamak çalışanları da 100.000’lercedeprem bölgesinden göç eden vatandaşlarımızın acılarına merhem olmaya çalıştık. Bu süreçler yaşanırken siz bakanlık yetkilileri neredeydiniz. Bu toplumsal olayların yaşandığı dönemde bir defa bile aile sağlığı merkezlerimize uğramazken, bizlere koruyucu malzeme, eldiven, maske, siperlik gibi malzemeleri bile dağıtamazken, bizler kendi çabamızla Pandemi de mücadele ettik. sağlık şehitleri verdik, hastalandık, ölümlerden döndük. Deprem döneminde de 100.000’lerehiçgocunmadan, gözümüzü kırpmadan yoğun bir şekilde çalışarak hizmet ettik. Sizler o zamanlar nerelerdeydiniz? Cevap belli; sıcacık makamlarınızda, rahat koltuklarınızda oturup çay kahve içtiniz. bu halka bizler hizmet ettik ve etmeye devam edeceğiz. Bizleri halkın karşısında itibarsızlaştırmaya ve biz sağlık çalışanlarını paragöz olarak göstermeye çalışmanızı kınıyoruz. Bizler bu mesleği onurlu bir meslek olduğu için seçtik. Bizler bu mesleği para için yapmadık ama sizler para vererek susturmaya ve köleliğe razı olmamızı istiyorsunuz. Olmadık ve olmayacağız. Hakkımızı ve onurumuzu daima savunmaya devam edeceğiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, eziyet yönetmenliğini kabul etmiyoruz.