ANAMUR HABER AJANSI
Böylesine önemli bir günde yapılan etkinliklere (Anıtkabir ve Mecliste yapılan özel oturuma) yabancı misyon şefleri ve büyükelçiler katılırken, Sayın Cumhurbaşkanı katılmayınca doğal olarak bakanlarda (sadece Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı ile Turizm Bakanı katıldı.
Meclis Başkanı’nın konuşmasının ardından Turizm Bakanı da salonu terk etti) katılmadı. Maalesef 23 Nisan 1920’de yani Aziz Atatürk’ün önderliğinde Yüce Meclisin açıldığı gün sağlanmış olan Milli Mutabakat, dün Meclis’te gerçekleştirilen özel oturumda sağlanamadı!
Siyasi Partiler adına konuşma yapan Parti Liderleri ya da temsilcileri (Sayın Müsavat Dervişoğlu hariç) bu özel günde yapılan özel oturumun anlamını bir kenara bırakıp, normal zamanlarda sürdürdükleri kısır çekişmelere ve karşılıklı sataşmalara Meclis Kürsüsü’nde de devam ettiler! Yapılan konuşmalar, bu özel güne pekte yakışmadı! Oysa birkaç gündür Meclis cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle şenlenmişti. Maalesef yapılan bu özel oturum, çocuklarımızın temsili olarak gerçekleştirdikleri Meclis oturumunun gölgesinde kaldılar!
Burada Genel Başkanımız Sayın Dervişoğlu’nun konuşmasını özel olarak değerlendirmek gerekir!
Zira yapılan konuşmaları objektif ve tarafsız bir gözle değerlendirdiğimizde gerek içerik, gerekse de nezaket açısından devlet adamı kimliğine yakışan dolu dolu bir konuşma idi. Diğer konuşmacılarla kıyaslandığında, Sayın Genel Başkanımızla bir kere daha gurur duyduk. Kendisine teşekkür ediyoruz.
Allah Millet ve Memleket hayrına mücadele veren herkesten razı olsun.
Sevgili Dostlar; Dün İstanbul’da yaşanan 6,2 şiddetindeki deprem, yalnız İstanbul’da değil, tüm yurtta korku ve kaygıya yol açtı! Çünkü, İstanbul’da yaşayan halk, Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan halkın bileşkesiydi. Dolayısıyla da Tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiriyordu. Neyse ki, merkezi üssünün Marmara Denizi olması hasebiyle de, herhangi bir yıkım ya da can kaybı yaşanmadı. Ancak İstanbul halkı geceyi parklarda ve açık alanlarda geçirdi! Hepimize geçmiş olsun. Allah’ım beterinden korusun. Ancak bu depremde herhangi bir can kaybı olmadı diyerek beklenen olası büyük İstanbul Depremine yönelik olarak yapılması gereken çalışmalardan vazgeçemeyiz! Şunu artık aklımıza iyice yerleştirmeliyiz ki, üzerinde yaşadığımız coğrafya kırılgan fay hatlarıyla dolu. O nedenle sürekli tedbirler almalı, halkı bilgilendirmeli, verilecek eğitimlerle bilinçlendirmeli, fay hatları üzerine kesinlikle bina yapılmamalı, yapılacak inşaatları da deprem yönetmeliklerine uygun yapmalı, denetimleri sıklaştırmalı ve özellikle çöküntü bölgelerinde kentsel dönüşüme hız verilmelidir!
Sevgili Dostlar;
Konuşulanların sözde kalmaması, gerekli tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi dileklerimle,
herkese iyi bir gün diliyor ve cümlenizi Yüce Yaradan’a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla……..,
